Tia, annesinin ölüm döşeğindeyken kendisine verdiği eski bir kutu sayesinde hayatında köklü bir değişim yaşar. Kutunun içindeki fotoğraflar ve mektuplar, kayıp kardeşinin peşine düşmesi için ona önemli bir ipucu sunar. Fotoğraf, Tia’yı bir üniversite kampüsünün yakınlarındaki gizemli bir pansiyona yönlendirir. Pansiyona vardığında, Rosa ve Jefri çifti tarafından sıcakkanlı bir şekilde karşılanır. Ancak, Rosa’nın aşırı samimiyeti ve Nathan adındaki garip bir misafirin, Tia’ya pansiyondan ayrılması gerektiğini söylemesi, genç kadının huzurunu kaçırır. Pansiyonun içinde yaşanan tuhaf olaylar, Tia’yı bir tarikatın ve korkunç bir lanetin hedefi haline getirir. Kardeşini bulma umuduyla çıktığı bu yolculuk, onu karanlık bir tehlikenin içine çeker ve büyük bir serüvene dönüştür.