Cemal, sıradan bir cenaze arabası şoförü olarak yaşamını sürdürmekte, her gün aynı mezarlıklara gidip gelmektedir. Bu rutin hayat, onun için bir güvenlik alanı haline gelmiştir; fakat bir gün, beklenmedik bir olay bu güvenli dünyasını altüst eder. Zeynep adında genç bir kadın, esrarengiz bir cinayet sonucunda hayatını kaybeder. Ailesi, geleneksel cenaze ritüellerini bir kenara bırakıp, cesedin bir süre ortadan kaybolmasını talep eder. Cemal, bu teklifi duyduğunda, ahlaki açıdan büyük bir ikilem yaşar; ancak, daha fazla para kazanma arzusu sonunda ağır basar ve teklifi kabul eder. Ancak Zeynep’in cesedini kamyonetine yüklediği an, her şeyin değişeceği andır. Kamyonetin arkasından gelen garip ve rahatsız edici sesler, Cemal’in huzurunu bozar. Zeynep’in aslında ölmediğini anladığında ise işler iyice kontrolden çıkar. Genç kadın, mezarın karanlığından geri dönerek, dehşet verici bir dönüşüm geçirir. Cemal, Zeynep’in soğuk dişleri tarafından ısırıldığında, artık geri dönüşü olmayan bir yola girmiştir. Zeynep’le birlikte karanlığın derinliklerine doğru sürüklenen Cemal, artık sadece bir şoför değil, aynı zamanda bir avcıdır. Şehirdeki yeni kurbanlarını aramak için yola çıkarlar.