Monk, bir gece, siyah bir eğlence programını izlerken, bir şeylerin ters gittiğini hissetti. Programdaki oyuncular, siyahi kültürünü aşağılayıcı bir şekilde taklit ediyorlardı. Monk, bu duruma dayanamadı ve televizyonu kapattı.
Monk, yatağına uzandı ve düşünmeye başladı. Siyahi eğlence endüstrisinin, siyahi topluma nasıl zarar verdiğini düşündü. Bu endüstri, siyahileri sadece birer klişeye indirgiyor, onların gerçek kimliklerini yok ediyordu.
Monk, bu duruma karşı bir şeyler yapmak zorundaydı. Ancak, ne yapacağını bilmiyordu. Bir süre sonra, bir fikir geldi aklına. Bir kitap yazacaktı. Bu kitapta, siyahi eğlence endüstrisinin ikiyüzlülüğünü ve sömürücülüğünü gözler önüne serecekti.
Monk, kitabını yazarken, kendi iç dünyasına da bir yolculuğa çıktı. Kendinin de bu endüstriden etkilendiğini fark etti. Kendini, siyahi kültürün bir klişesi olarak görmeye başlamıştı.
Ancak, Monk, bu durumun artık değişeceğini de anladı. Kitabıyla, siyahi topluma gerçek kimliklerini hatırlatacaktı.
Kitap, büyük bir ses getirdi. Monk, toplumdaki çarpıklıkları gözler önüne sermeyi başarmıştı. Kitap, siyahi toplumda bir uyanışa neden oldu. Monk, kendi ruhsal dönüşümünü tamamlamıştı.