Max, içindeki gerçek tutkunun peşinden gitmeye karar verir. Bir zamanlar başarılı bir kariyeri ve mutlu bir evliliği olan Max, artık bu yaşam biçiminin onu tatmin etmediğini fark eder. Gerçek arzusunun stand-up komedisi yapmak olduğunu anlar. Kariyerini, evliliğini ve her şeyi geride bırakıp, hayatını yeniden inşa etmek için radikal bir adım atar. Yeteneğiyle tanınan ama alışılmadık bir şef olan babası Stan’in yanına taşınır. Ancak geçmişin gölgeleri, yalnızca mesleki değil, ailesel bağlar üzerinden de peşini bırakmaz. Asperger sendromlu 9 yaşındaki oğlu Ezra’nın velayetini almak için eski karısıyla amansız bir mücadeleye girer. Bu süreç, Max’i hiç beklemediği bir karar almaya iter. Ezra’yı kaçırarak, birlikte özgürlüklerine adım atacakları bir yolculuğa çıkmayı hedefler. Bu yolculuk, onları hayatlarında yeni bir döneme götürür.