Kızıl toprakların ve toz fırtınalarının hüküm sürdüğü 1930’ların Oklahoma’sında, genç bir anne, yaşamın acımasız yüzüyle baş başa kalmıştır. Aile hayatının getirdiği zorluklar, doğanın sert ve acımasız güçleriyle birleşince, bu kadın için her gün bir savaş alanı haline gelir. Kendi geçmişindeki yaralar ve kayıplar, onu derin bir çaresizliğe sürüklerken, üzerindeki uğursuz varlığın tehdidi, her anında hissettiği bir gölge gibi peşini bırakmaz. Bu genç anne, sevdiklerini korumak için elinden gelen her şeyi yapmaya kararlıdır. Yaşadığı çaresizlikle boğuşurken, içindeki güç ve cesaretin derinliklerine inmeye çalışır. Korkularıyla yüzleşme isteği, onu geçmişin karanlık gölgelerinden kurtarma umuduyla dolup taşmasına neden olur. Bu zorlu mücadele, ona sadece kendini değil, aynı zamanda sevdiklerini de koruma konusunda ne kadar güçlü olduğunu gösterir. İçsel bir savaşın ortasında, hayatta kalma ve sevdiklerini koruma arzusu onu yeniden doğmaya itecektir.