Claire, çocuk kitapları yazarak büyük bir üne kavuşmuş ve hayatında zirveye ulaşmış bir isimdi. Dışarıdan bakıldığında, her şeyin mükemmel bir düzende olduğu ve hayatının en konforlu dönemini yaşadığı izlenimi vardı. Ancak, bu mükemmel yaşamın gerisinde, Claire’in ruhsal dünyasında derin bir karanlık ve huzursuzluk bulunuyordu. Son zamanlarda yaşadığı garip ve ürkütücü olaylar, onu ağır bir psikolojik çöküntüye sürüklemişti. Kabuslarında sık sık karşılaştığı korkunç görüntüler ve sürekli yaşadığı korkular, onun huzurunu tamamen yok etmişti. Psikolojik destek almak için terapi seanslarına başlayan Claire, terapistinin önerisiyle Rose Marsh Çiftliği’nde bir tatil yapmaya karar verdi. Çiftlikte geçireceği bu süre, ona aradığı huzuru ve dinginliği getirecekti. Fakat çiftliğe adım attığında, kabuslarından tanıdığı 12 yaşındaki bir kız çocuğunun çığlıkları ve cinayet haberleriyle karşılaştı. Bu şok edici olay, Claire’in hem içsel karanlığıyla hem de çevresindeki karmaşayla yüzleşmesini gerektirecek, onu bilinmeyenin korkutucu derinliklerine çekecektir. Claire’in bu yeni ortamda yaşadığı her an, onu hem kendi içsel dünyasını hem de çevresindeki karmaşayı keşfetmeye zorlayacak, hayatının en büyük savaşını vermesine neden olacaktır.