Laura’nın hayatı, küçük kızı Mia’nın varlığıyla anlam kazanır. Mia, onun için biricik ve değerlidir. Ancak Mia’nın ortaya attığı sıra dışı iddia, Laura’nın dünyasını altüst eder. Kızının sürekli olarak başka insanların anılarına sahip olduğunu iddia etmesi, Laura’yı derin bir endişe ve kafa karışıklığı içine iter. Mia’nın tuhaf davranışları, Laura’nın iç dünyasında büyük bir sarsıntı yaratır ve bir anne olarak Mia’nın gerçeklerini öğrenme konusunda kararlıdır. Ancak bu süreçte Laura, kendi geçmişiyle de yüzleşmek zorunda kalır. Zamanla, ailesinin karmaşık ve acı dolu geçmişi ile Mia’nın davranışları arasında bir bağlantı olduğunu fark eder. Anılarının ötesinde, geçmişteki sırların Mia’nın iddialarını nasıl etkilediğini anlamaya çalışır. Kendi korkuları ve travmalarıyla yüzleşirken, içsel bir mücadele verir.