Tristan’ın hayatı, derin ve karmaşık bir içsel çatışma ile dolup taşarken, ona bırakılan güçlü miras bir yandan bir onur kaynağı olurken diğer yandan da ağır bir yük olarak belirmektedir. Ailesinin ve köklerinin beklentileri, ona özgürce hareket etme şansı tanımayan bir baskı oluşturmaktadır. Ne kadar mücadele etse de, bu mirası reddetmek kolay değildir. Ancak, Tristan’ın kaderi, hayatta kalma mücadelesi sırasında karşılaştığı ebedi rakibi Lancelot ile kesişir. İkili, Tristan’ın annesinin hayatını tehdit eden acımasız düşmanı Deathpierce ile gireceği savaşın ön hazırlığına dönüşen bir çatışmanın ortasında kalırlar. Fantastik ögelerle dolu bu serüven, Tristan’ın içindeki gizli gücü keşfetmesini sağlayacak ve kendi kaderini kabul etme yolculuğuna çıkmasına zemin hazırlayacaktır. Bu yolculuk, onun kişisel dönüşümünü ve gerçek gücünü bulmasını simgeleyen bir dönüm noktası olacaktır.