Hafıza, bazen geçmişi netleştirmek yerine daha da bulanıklaştırabilir. Asmae El Moudir, ailesine ve kendi çocukluğuna dair bildiklerini sorgulamaya başladığında, hatırladıklarının eksik ve çelişkili olduğunu fark eder. Sahip olduğu tek çocukluk fotoğrafı, kimlik algısını sarsar ve bu gizem onu Fas’ın tarihi olaylarıyla yüzleşmeye iter. Yaptığı araştırmalar, 1981’de yaşanan Ekmek Ayaklanmaları’na kadar uzanır ve kişisel hafızasının, toplumsal bir geçmişle nasıl iç içe geçtiğini keşfeder. Kaybolan anılarını yeniden canlandırmak için Kazablanka’daki mahallesinin bir maketini yapmaya karar verir. Ancak ailesinden dinlediği hikâyeler, sadece hatıralar değil, uzun yıllardır saklanan sırları da ortaya çıkaracaktır. Gerçekle yüzleşmek, onun için geri dönüşü olmayan bir kırılma noktası olacaktır.